“Böyleyim, olmaya korktuğun kişiyim. Yüzleşmekten kaçtığın, görmeye dayanamadığın biriyim. Direnci bıraktım. Savaşmak için, senin için geri geldim. Sonra seni bıraktım, kendim için, aşk için geri geldim. Kaçarsam kurtulurum sandım. Kaçınca köşelerde yaşayacaktım. Ben hayatın köşeye sıkıştırdığı kişiyim. Durdum. Korkuyla yüzleşiyorum. Aramızda ancak bir dalga boyu, bir ışınım. Bir seyirme belki. Yüksek dozda bir adrenalin. Dışarlarda bir yerlerde hiç beklemedin sen beni, hep tam şuramda hissettim yerini. Ama korktum. Kaçtıkça damağımda acı-buruk bir tat, ilginç bir koku. Yüzleştikçe yanan, içimdeki alevin sadece bir parçası. Bu, ben yüzleştikçe içime sonsuz hızla projekte olan elbette kainatın dili, sınırsız ruhu…”